16 Ağustos 2010 Pazartesi

fenerlilerin ramazanı

-bu arada camiden ezan sesi mi var? akşam ezanı mı? doğru mu?
-yok yok doğru değil, doğru değil.
-doğru değil mi?
-değil değil, daha ikindi.
-ikindi mi? inanılır gibi değil, böyle ramazan görmedim ben.

:)))

8 Ağustos 2010 Pazar

bahar

BAHAR
Sen bana müjde misin umut musun sevgili
Kim demiş geçti mevsim ufukta göründü kar
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgilim
Benim yorgun gönlümde aşkının telaşı var
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgili
Benim olgun gönlümde aşkının telaşı var
Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabiki ben böyle oldugum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var
Sen bana vaat misin lütuf musun sevgili
Kim ne derse desin al beni sinene sar
Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili
Benim gönül ülkemde bir tek senin aşkın var
Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili
Benim yorgun gönlümde bir tek senin aşkın var
Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabiki ben böyle oldugum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var

25 Haziran 2010 Cuma

rakı-balık

Bilindiği gibi, doğa'da çok çeşitli hayvanlar balık avlayarak karınlarını doyururlar.
Ayılar, tilkiler, kediler, kuşlar vs.

Ancak sadece hayvanlar yemez balığı…
Yani balık, sadece hayvansal bir besin maddesi değildir, insanlar da tüketir.
.

Bunun için;
Balık yenilip, mideye inince etrafına bakarmış ve eğer midede rakı yok ise 30 saniye kadar beklermiş...


30 saniye sonunda hala rakı gelmemiş ise kendi kendine sorarmış;

.

"Ulan beni hangi hayvan yedi acaba?"

28 Mart 2010 Pazar

Tut Yüreğimden Ustam

TUT YÜREĞİMDEN USTAM
Ustam!
Aklım firarda.
Gözbebeklerimde müebbet hüzün,
Dilimde ay kesiği bir yara,
Düşüm kırık dökük,
Umudumun boynu bükük,
Bir öksüzün omuzlarında sükut.
Yüreğim sana emanet sıkı tut.
Tut ki; kancık pusulara düşmesin.
Bir hain kurşunu gelip deşmesin.

Ustam!
Ne zaman o senin bildiğin zaman,
Ne sevda gördüğün masallardaki.
Eskiden,
Halı tezgahında dokunurdu aşklar,
Nakış nakış, körpe kız ellerinde.
Mendillere yazılırdı isimler,
Yüreklere kazılırdı gizlice.
Sevdalılar asil ve de yürekli
Sevdalar, kavgalar iki kişilik.
Oysa şimdi;
Çorak gönüllere ekiliyor sevdalar seher vakitlerinde.
Meşru sevdalardan,
Gayrı meşru acılar doğuyor kundaklara,
Günahkar gecelerden.

Beni herkes sevdaya asi sanır,
Oysa aşk, beni nerde görse tanır,
Hasret tanır,
Zulüm tanır,
Ölüm tanır,
Yüzüm yüzümden utanır.

Yorgunum ustam;
Ne katıksız somun isterim senden,
Ne bir tas su,
Ne taş yastıkta bir gece uykusu.
Var gücünle asıl sükunetime,
Çığlığım kopsun,
Uzat ellerini güneşe dokun,
Uyandır uykusundan,
Tut yüreğimden ustam tut,
Tut beni, sür güne...

Serkan Uçar

http://www.youtube.com/watch?v=DiYFf25rpBA

22 Mart 2010 Pazartesi

The Pleiades

Ülker yıldız kümesi
...
Mitolojide Ülker, Boğa'nın omuzundaki bir damga biçimindedir. Boğa'nın boynuzları, Hyades'den sola aşağıya Arabacı'ya doğru uzanır. Kümedeki yıldızların isimleri, Yunan mitolojisinde Atlas ve kızları Alcyone (Alsiyon ok.), Merope, Electra, Sterope, Celaeno (Selano ok.), Maia (Maya ok.) ve Taygete ile eşi Pleione'ye ayrılmıştır. Burçları, ekinlerin olgunlaşma zamanı ve deniz mevsiminde görünürdü. Efsaneye göre, Zeus, Titan'larla olan savaşında, zaferi kazandıktan sonra, savaşta karşı tarafı tutan Atlas'ı, yeri ve gökleri sırtında taşımaya mahkum etmiş; giderek yeryüzü ve gökyüzü haritalarını içeren kitaplar, bu nedenle Atlas diye isimlendirilir olmuşlardır. Bu gelenek günümüzde de sürmektedir. Ülker, yani bu yedi ilahi kız kardeşin güzel olduklarına inanılırdı.
...
Ülker'in görünen yıldızları Yedi Kızkardeşler olarak da bilinir. Doğulu ve batılı pek çok şair, eserlerinde bu yıldız kümesine atıfta bulunmuştur. Bunlar arasında Homeros, Ömer Hayyam, Hafız, Sadi, Milton... sayılabilirler. Mehmet Akif'in Çanakkale Şehitleri şiirinde geçen "yedi kandilli Süreyya" da Ülker olmalıdır. Fakat pek çok insan çıplak gözle kümenin yalnızca altı yıldızını görebilir. Bir varsayıma göre, yıldız ve takımyıldızlara ilk kez isim verenler zamanında, kümedeki yedinci yıldız da görülebilecek kadar parlaktı veya her nasılsa yedinci yıldız da farkedilmiş olmalı. Eski denizciler, bu gruba yelken açma yıldızları derler, yalnızca Ülker'in gözüktüğü dönemlerde denize açılırlarmış. Görünmediği zamanlar fırtınalar yakın sayılırmış.
...
http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%9Clker_%28y%C4%B1ld%C4%B1z_k%C3%BCmesi%29

20 Mart 2010 Cumartesi

Atatürk'ü İzleyen Yol Deniz Harp Okulu

Yazıda adı geçen Cem Gürdeniz'i Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda makamında ziyaret etmişliğim vardır.
Bildiğim kadarıyla da başarılı ve vatanperver bir Türk subayıdır.
Allah yardımcıları olsun.Doğrular elbet bir gün ortaya çıkacaktır.
Ercan Erol
====
Merhabalar,
Asagida sevgili esim Ali TURKSEN tarafindan 3 hafta kaldigi Hasdal Askeri Cezaevi'nde yasadiklari ve olan biten hakkindaki genel tabloyu yansitan yazisini sizlerle paylasmak istedim. Bu yazi zaten bildigim bir gercegi bir kez daha gormemi sagladi. Turk askerinin bileginin kolay kolay bukulemeyecegi ve her sartta moralini yuksek tutabilecegini.. Umarim sIkilmadan sonuna kadar okursunuz ve umarim korkmadan cevrenizle paylasirsiniz... Cunku bilenin bilmeyene anlatmasi gereken bir donemden geciyoruz...
Esimin hapiste oldugu bu surecte beni yanliz birakmayan en az benim kadar inancli ve saglam duran herkese cok ama cok tesekkur ederim.
Sevgilerimle. ..
Sevim TURKSEN

--- On Tue, 3/16/10, Ali TURKSEN
Date: Tuesday, March 16, 2010, 1:56 AM
 
Degerli Buyuklerim, Arkadaslarim, Kardeslerim, es, dost, akrabam,
Hayatimda yasadigim son ve en ilginc deneyim hakkinda bir iki satir yazmak isterim. Bu tur internet maillerini cok uzun suredir birakmis idim. Sebebi; internette dolasan bu tur maillerin dahili ve harici bedhahlar sayesinde orasindan burasindan cekistirilerek kullanilmasi olasiligidir. Hatta birakiniz interneti, google'a "ali turksen uzunada emir" yazin, bakin ne cikacak. Dahili bedhahlar tarafindan alti imzali resmi yazilarin bile internet ortaminda kullanilmasi artik son derece dogal. Bu yazinin da yine ayni sahislar tarafindan kullanilacagini tahmin ediyor, sudan korksak denizci olmazdik diyor ve yine de yaziyorum.
Sanli Bahriyemiz cetin bir sinavdan daha alninin aki ile cikacak, cikiyor. Deniz Kuvvetleri karargahinda tek bir koridorda ayni anda bulamayacaginiz sayida amiral, albay, yarbay, binbasi ve tegmenlerle, Yavuz sinifi firkateynlerimizde mevcut helikopter pistinden bile ufak bir alanda volta atmaktan geliyorum. Tesbih sallama RPM'imi her ne kadar 16 gunde fazla artiramasam da volta raconundan biraz haberdarim. Kidemli mahpuslarimiz, mahpusluga adaptasyon kapsaminda ikinci gunumuzde "Bayrampasa, Ben Fazla Kalmayacagim" filmini seyrettirdiler, biz de bu vesile ile biraz racon sahibi olduk. Deniz Okullarimiz, gemilerimizdeki yasam sartlarimiz bize nasil bir disiplin verdi ise, daracik bir alanda, gunde iki saat (bazen uc saat) havalandirma ile, disarida bir gune sigdiramayacagimiz cok sey yapilabiliyor, gayet de guzel yasanabiliyor. Nete batarya, gunluk faaliyetlerden (Bizim kogusta tegmenden yarbaya tum subaylar, tuvalet, bulasIk, ortak alan ve yatakhane kisimlarinin temizligini vardiyali olarak paylasmislardi.) ve bu sayede bir mayin tarama/avcibot yasam alani kadar bir yerde piril piril yasamak mumkun olabiliyor. Bu arada; askeri hapishanede bir elimiz yagda bir elimiz balda yasadigimiz yalanini yayacak olanlara simdiden duyurmak isterim; bizim yatakhanede Albay'lara saygidan temizlik vardiyasi yazilmazken, Amiral/General kogusunun tum temizligi Komutanlarimizi n kendilerindeydi. Yine de her havalandirma saatinde, tum Komutanlarimizi n ama ozellikle Cem GURDENIZ Komutanimin gulen yuzunu gordukce su soruyu sormadan edemedim; "Komutanim, siz kesinlikle bizim bilmedigimiz birsey biliyor olmalisiniz, hapishanede hergun bu coskuyu nereden buluyorsunuz?" dedikce, "Ali'cigim bu da bir gorev, bizim gorevimiz su anda hapis yatmak, bundan utanc duyacak olan son kisiler bizler olmaliyiz." derdi. Hadi biz mahpusluga baslayali birkac gun olmustu. YaklasIk bir yildir hapiste olan basta SAT ozel ihtisasli arkadaslarimiza ve agzi sut k okan piril piril genc tegmenlerimize ne demeli. Her gun rutin yapilan toplu sporlara hemen hepsi coskuyla istirak ediyor ve ben de artik bir yildir tum amirlerime izah etmege calistigim "beni ugrasa ugrasa sonunda hapse attiracaklar" endisesinden siyrildigimdan, artik hapse dustugumden, 15 gunde, bir yilda yapamadigim sporu yaptim. Spor dediysem, ic havalandirma alanindaki toplam 60 metrelik tas zemin parkurda yapilan ve kisa surede bel rahatsizliklari na sebep olan kosu, bir barfiks cubugundaki asilmalar, birbirimizin kafasina atmayalim diye parmakliklara zincirlenmis, ucunun de agirligi birbirinden farkli ve ucu de birbirinden onar metre arali uc dumbel ve sevgili Eren GUNAY'in SAT egzersizleri. Bu arada emekli oldugunda bir fitness merkezinde cok rahat is bulabilecek sevgili Eren GUNAY'in yasama olan bagliligi ve heyecanindan sonra suna karar verdim; "buradaki insanlarin bir kismini degil hapishaneye kibrit kutusuna koysaniz hayatlarini gule oynaya devam ettirirler." Her birinin, su halde bile birbirleriyle; "sana 36 yil mi istiyorlar bende iki muebbet var oglum" diye takilabildikleri bir ruh halinden ya kacik olduklari ya da cok saglam bir ruha sahip olduklarini cikarabilirsiniz. Elbette bu, Turk askeri olmanin, Bahriyenin bizlere kazandirdigi essiz disiplinin bir eseri. Bu ruh haline sahip ve her biri iftiraya ugramis bu insanlarin, hapiste sevdiklerine hasret kalmalarina sebep olan hainler, bir omur bu insanlarin ayaklarini yikasalar gunahlarinin kefaretini odeyemezler, odeyemeyecekler.
Hapishaneye girmeden once beni en cok pencerelerdeki parmakliklarin rahatsiz edecegini  dusunmustum. Ancak 26 Subat sabahi saat sabahin yedisinde islemlerimiz bitip koguslarimiza gittigimizde, ufacik bir odada 21-22 saat uzerinize bir demir kapi kapatiliyor olmasi daha agirima gitti. Allah'tan iceriden kapinin ihtisami ve agirligi o kadar hissedilmiyor. Bir de iceride yasami kolaylastiran ve iftiraya ugramanin acisini hafifleten siz disaridaki sevenlerimiz, kisacik surede neredeyse hergun ziyaretimize gelen sinif arkadaslarimiz, emekli Komutanlarimiz, 30 yildir gormedigimiz ama kalbinden gecip ziyarete gelen, evini, gelirini, imkanini paylasmayi teklif eden abilerimiz/bu yuklerimiz, ailelerimiz, hicbir sey yapamasa bir mektup/kitapla gonul alan ulkemizin yuregi piril piril insanlari. Bu vesileyle Hasdal Ceza ve Tutuk Evini akin akin ziyaretleriyle yasanilir kilan, Turkiye'nin su sIkintili ekonomik kosullarinda imkanlarini paylasmayi teklif eden/paylasan tum sevenlerimize sahsim ve tum Bahriyeli Hasdal mahpuslari adina tesekkurlerimizi ve sukranlarimizi sunuyorum. Ancak bu coskunun bir yan etkisi de hapisteki tum Kara ve Jandarma Subaylarinin saka yollu sorduklari; "acaba bizi de bu saatten sonra Bahriyeli yaparlar mi?" sorusu oldu.
Biliyorum uzun elektronik postalar cok ragbet gormuyor/okunmuyor ve bu konular da belki size cok uzak. Ancak sunu unutmayin; bir yangin size ne kadar uzak gorunurse gorunsun hicbir sey yapmadikca gelip muhakkak sizi bulacaktir. Birseyler yapmak niyetinde iseniz, az da tanisaniz bir gununuzu ayirip Hasdal'da birini ziyaret edin ya da ona mektup yazin. Hic tanimadiginiz birini ne kadar mutlu edeceginizi ve ona dayanma azmi vereceginizi tahmin edemezsiniz.
Tutuklandigimda cok uzulmedim; yaklasIk bir yildir goremedigim SAT kardeslerimi gorecektim. Tahliye edildigimde cok sevinmedim, iceride kardeslerim, arkadaslarim, Komutanlarim kaldi. Bir gun uzerimizdeki tum bu ugursuzluk kalktiginda, bize bu oyunlari oynayanlar bulundugunda, bu oyunlara bilerek ve isteyerek alet olanlar adaletle yargilandiginda, tum sevenlerimizle disarida bulustugumuzda, sevincimiz tam olacak. Gunluk kosusturma icinde bazen cok bunalirsaniz, cok zor sartlar altinda, iftiraya ugramis bir grup denizcinin, disiplinlerinden hic taviz vermeden yasamaya calistiklarini, her yemegin sonunda "Allah devletimize milletimize zeval vermesin, hic bir faydamiz olmadigi halde bugun de karnimiz doyurdu." diye dua ederek sofradan kalktiklarini unutmayin. Ve unutmayin; zenginlik, bindiginiz arabanin markasi, oturdugunuz evin semti, metrekaresi, aldiginiz maastaki sifir sayisi, unvaninizdaki kalabalik degil; cocugunuz uyurken odasina gidip ustunu ortebilmek, esinizle karsilikli kahve icip sohbet edebilmek, ince belli cam bardakta cay icebilmek, plastik degil metal catal bicakla yemek yiyebilmek, havuc rendeleyebilmek, tuvalette gazete okuyarak ve istediginiz kadar ses cikararak ihtiyacinizi giderebilmek, uzaga bakabilmek, ciplak ayak yagmurda topraga basabilmek ve istediginizde yalniz kalabilmektir. Hayatin kiymetini ozgurken bilin, hapiste olmak dunyadan habersiz sarki soyleyen kuslarin sesini duymaniza engel degildir, her duydugunuza inanmayin, gercekleri ortaya cikana kadar arastirin, sIkayet etmeyin, sevdikleriniz yaninizdayken onlara zaman ayirin, asla umidinizi kaybetmeyin, en zor sartlarda bile pesinizi birakmayacak, sizden umidini kesmeyecek, savasci ve sizi gercekten seven bir es (sagol sevgili karim) ve iyi bir avukat bulun, son olarak da imkaniniz varsa Bahriyeye katilin. Hayatinizda yasayamayacaginiz her turlu duyguyu size yasatacagini garanti ediyorum; gurur, aidiyet, vazgecmeme, dayaniklilik, sevgi, saygi, ihanet, sirtindan bicaklama, komplo, iftira, ama yine sonunda sevgi, sevgi, sonsuz bir vatan, millet, deniz aski.
Allah zalimleri sevmez. Iftira atan, komplo kuran, yalan soyleyen, ne bu dunyada ne ahirette hayretmez. Bir gun tum gercekler ortaya ciktiginda kazanan yine Turkiye, ulkemiz, insanimiz, Bahriyemiz olacak. O gune kadar inanmaktan ve bu inanci yaymaktan vazgecmeyin.
Hepinize en derin sevgi ve saygilarimi sunarken, kisa suren ve umarim tekrarlanmayacak mahpuslugum sirasinda ailemi sesiyle dahi olsa yalniz birakmayan, beni oralarda unutmayan, iki gundur telefonlarimizi susturmayan, tum sinif arkadaslarima, silah arkadaslarima, sevenlerime, tesekkur ediyor, halen hapiste olan buyuklerimizden ve kardeslerimizden ilginizi eksiltmeyin diyorum. Yoklugum sirasinda ailesinde kayiplari olan tum arkadaslarima da bas sagligi diliyorum.
Ali TURKSEN, Dz.Kur.Kd.Alb. , Kisa bir sure HASDAL Ceza ve Tutukevi B-2 kogusu mahpuslarindan
 
HAPISTEN INCILER
* (Dis havalandirma sirasinda uzaktaki agac dallarina uzun uzun bakarken) "Eren nereye bakiyorsun oyle hayir olsun?" "Uzaga bakiyorum efendim, uzun sure yakina bakmak gozde hasara sebep oluyor, olabildigince gozume antrenman yaptirmaya calisiyorum".
* (Surekli yatan Halil OZSARAC'a tarafimdan sorulmustur.) "Halil surekli yatiyorsun sen yahu" El-cevap "Efenim, hapis yatilir, oturulmaz, siz de yatin bol bol."
* (Kantinden cikolata yerine gofret gelince benim tarafimdan soylenmistir.) "Ya Beyler ben cikolata ismarladim, gofret gelmis." El-cevap "Efenim burada marka belitmezseniz ne gelecegini asla bilemezsiniz, cikolata istiyorsaniz askere, kare seklinde, beyaz, uzerinde fistik resimleri olan, DAMAK cikolata istiyorum demeniz lazim, yoksa bir hafta beklersiniz."
* "Beyler karnim kazindi. Havuc dilimlerine bir bas sogan dograyip, limon, nar eksisi, zeytinyagi karistiracagim, isteyen var mi?"
* "Ercan KIRECTEPE'nin yine 10.000 metre gunu galiba, kacinci turda su anda?" "Sonuna geldi sanirim, 170. tur" ( 60 metre X 170 = yaklasIk 10.000 metre )
* "Beyler sayim duzeni herkes salonda toplansin" "Beni saymayin ben yakinda cikacagim zaten" (Bayrampasa, Ben fazla kalmayacagim filminden)
* Karaci bir buyugumuz; "Yahu ben bu savcilara anlatamadim derdimi, nehir gecis duzeni ile darbenin ne alakasi var?" Besinci gunun sonunda hala nehir gecis duzenini anlatamamaktan sIkayet eden buyugumuze dayanamayip verilen cevap; "Efenim gecin artik su nehri, hapse gireli neredeyse 1 hafta oluyor."
* 11 aydir tutuklu olan Ercan KIRECTEPE'den son dakika bombasi; "Efenim siz simdi Allah bilir disaridaki insanlara "hapis yattim" dersiniz."
 
SEVGI VE SAYGILARIMLA. ...ALLAH HICBIRIMIZE BIR DAHA BOYLE BIR TECRUBE YASATMASIN. (Bu arada tutuksuz yagilanmak, bize isnat edilen suctan dolayi muebbet hapisle yargilanacagimiz gercegini degistirmiyor. Aci ama gercek.)
 

8 Şubat 2010 Pazartesi

yoga ve alkol ( çok doğru )




Çalışmalar alkol almanın, yoga yapmak ile aynı yararları sağladığını gösteriyor!!!



Savasana

Una posición de relajamiento total



Balasana

Posición que trae una sensación de paz y tranquilidad
.



Setu Bandha Sarvangasana

Esta posición calma el cerebro y recupera piernas cansadas.



Marjayasana

Esta posición provoca un masaje suave en la barriga y en la espina dorsal.



Halasana

Excelente para el dolor de espaldas y para el insomnio.



Dolphin

Excelente para los hombros, fortalece tus, piernas y brazos.



Salambhasana

Una forma efectiva de fortalecer músculos lumbares, piernas y brazos.


Malasana

E
sta posición estira los tabillos y músculos de la espalda.

Pigeon
Tonifica el cuerpo, aumenta la flexibilidad y desestresa su mente.

,_._,___


4 Şubat 2010 Perşembe

Öldürmeyen acı güçlendirirmiş!

Değerli kongre üyeleri, BJK başkanlık makamını bir 3 sene daha Yıldırım Demirören'e layık gördüler.
Fazla yorum yapamacağım. Çünkü meta-fiziğin falan devreye girmesi gerekir böyle bir sonucun
çıkması için. Meta-fizik de mantıklı yorum ve açıklamaların yetersiz kaldığı bir alan. Ha, yetersiz demişken
aklıma geldi. Kongre sonrasında "Yetmeeez Yıldırım Demirören yetmeeez" diye tezahüratlar yapan güruhu
görünce aslında kongre üyelerinin çoğunluğunun da aynı düşüncede olduğunu kabul edebiliriz.
Demek ki mazoşistlik böyle bir şey! bir 3 sene daha ölmezsek, bir daha bu kulübün sırtı yere gelmez!
Çünkü neden? Öldürmeyen acı güçlendirirmiş :)

31 Ocak 2010 Pazar

Topunu Tüpünü Tabata'nı da AL GİT BAŞKAN!

Bugün tarihi bir gün! BJK başkanlık seçimleri var. Saat 17:00'de oy verme işlemi sonuçlanacak.
Sandıktan Murat Aksu da çıksa, Yıldırım Demirören de çıksa getirecekleri ve götürecekleri açısından
tarihi bir değer taşıyor!
Benim rengim Yıldırım Demirören olmayandan yana! Bu nedenle doğrudan değil ama dolayısı ile Murat Aksu.
5.5 senedir kulübün mali durumunu yönetmeyi kendisine borçlandırmak olarak gören ve bu nedenle de karşısına
seçimlerde aday çıkmamasını sağlayan bir zihniyetin umarım sonu olur bu kongre!
5.5 senede 60'tan fazla transfer yapmayı ve 5 hoca değiştirmeyi kulubü daha iyi yerlere getirmek adına yaptılar belli ki!
Ancak bu 5.5 senede elde edilen sportif ve maddi getiriler hiç bir Beşiktaşlı'yı tatmin etmemiştir!
Ne yazık ki bu 5.5 senede değişmeyen 2 isim var kulüpte! Biri Deli İbo diğeri de Yıldırım Demirören.. Ha bir de
malzemecimiz Süreyya! E kulübün bu halinde Süreyya ve Deli İbo'nun payı olmadığına göre, geriye değişmesi
gereken tek bir isim kalıyor!
Gel kurtulalım önce! O kısaca Y.D.

26 Ocak 2010 Salı

Kapalı'yı Dinliyorum

KAPALIYI DİNLİYORUM

İstanbul'u dinliyorum, kulaklarım Kapalı'da
Önce Alen bir es veriyor
Hızlı hızlı sallanıyor
Yumruklar, havalarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Taraftarın bazen duran kalp atışları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim Kapalı'da

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim Kapalı'da
Kartallar geçiyor, derken
Yükseklerden, tek bir çığlık.
Halaylar çekiliyor kapalıda
Bir Kartal'ın topa değiyor ayakları
İstanbul'u dinliyorum, kulaklarım Kapalı'da

İstanbul'u dinliyorum, kulaklarım Kapalı'da
Coşku dolu Kapalı'da Çarşı
Cıvıl cıvıl yeni açık
Kanarya dolu kafes
Yusuf yusuf sesleri geliyor deniz tarafından
Kartal'ın karşısında madara olma korkusu
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim Kapalı'da

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim Kapalı'da
Başımda alemin büyüğü olmanın sarhoşluğu
Boş icraatler ile kırılan umutlar
Dindirmiş şampiyonlukların uğultusunu içimde
İstanbul'u dinliyorum, kulaklarım kapalı'da

İstanbul'u dinliyorum, kulaklarım kapalı'da
Bir fenerli geçiyor kaldırımdan
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere
Bir atkı olmalı
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı'da

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı'da

Bir kartal kanat çırpıyor tribünlerinde
Yüreği sıcak mı, değil mi, biliyorum
Pençeleri kanlı mı, değil mi, biliyorum
Beyaz bir ay doğuyor Dolmabahçe'nin arkasından
Kanat çırpışından anlıyorum
Beşiktaş'ı dinliyorum.

                                                   Kartalizma17